26 Ağustos 2010 Perşembe

Çok oldu yazmayalı

Evet bu ne hareketsiz bir blog? Hiç mi yazacak birşeyin yok diyorsunuz biliyorum ama özür dilerim bu aralar inanılmaz bir tempo, inanılmaz yoğunluk gece saatlerine kadar çalışmalar, sabaha kadar uykusuz geceler, kış koleksiyonu, mağazaların eksikleri derken 5 saat falan uyuyabilirsem öpüp başıma koyuyorum. Ekonomi sıkışık, kimseler alışveriş yapmıyor. Yine de çok şükür 3-5 birşey oluyor ama mağazaları ayakta tutmak bu devirde çok zor. Çok dertlenmişim herhalde bu kadar ayrılıktan sonra yazmaya başlayınca ağzımdan dökülen ilk laflara bakın. Allah daha beterinden saklasın. Bu aralar organik piyasasında bür sürü batan firma varmış diye duydum. Herkes için için zor olan piyasa koşulları organikçiler için daha zor sanırım. Bir taraftan arzı da sınırlı bir ürünü satmaya çalışıyorsunuz. Yaz boyunca biz kozmetik ve temizlik malzemelerinde bu sıkıntıyı yaşadık. Ne kadar çok müşterimizi bekletmek zorunda kaldık bilemezsiniz. Yurtdışında ürünlerin bir kısmı bitiyor fabrikalardan çekmek için malın yeniden üretilmesi bekleniyor o malın da gümrük şu bu işlemleri diyesiye gelmesi 1.5 ayı buluyor. Şİmdi tüketiciyi alıştırıyorsunuz ürüne, çok memnun kalıyor fakat çamaşırını yıkayacak ne o sıvı sabun kalmadı. Ay ne kadar zorlandık bilemezsiniz. Kozmetik keza öyle seyahat boyları kalmıştı firmanın elinde habire bidi bidi boyları sattık. Niye çocuk yıkanmayacak mı 1.5 ay tabi ki hayır ama anne o kadar memnun ki başka birşeyle yıkamak istemiyor. Neyse dün itibariyle tüm ürünler raflarda yerini aldı artık biz de rahat müşterilerimiz de rahat. Bu arada bizim yaz koleksiyonunda başımıza geleni anlattım mı hatırlayamadım ama kısaca yazayım organik üretimin zorluğu da bir nebze olsun anlaşılsın. Biz çocuklar için bir yaz koleksiyonu yaptık. İplikler boyanacak çizgili kumaşlar var polo pike t-shirtler var falan neyse herşey gayet güzel bu sefer renkleri erkenden seçtik, rapor boyları tamam nisan sonu gibi bizim çocuk yaz koleksiyonu raflarda olacak. İplikler çekildi bu arada özel iplik kullanıyoruz neyse boyahaneye gitti 4 hafta sıra bekleniyor harika bekledik sıramızı bizim iplikler makinaya takıldı ve taaaak bir parça kırıldı makinada. Ne iplikleri çıkarabiliyoruz oradan başka bir boyahaneye gidebiliyoruz bu arada gitsek bile orada bir 3-4 hafta daha bekleyeceğiz bu arada organik sertifikasyon ile bu işi layığı ile yapan birkaç iyi boyahane var bunların hepsi de ağzına kadar dolu. Parçanın yurtdışından gelmesi beklendi, parçayı buradaki teknik ekip takamazsa Almanya'da mühendis gelecek falan derken ipliklerin boyanıp gelmesi haziran sonu eee siz o ipliği alıp örseniz dikseniz paketleseniz ve mağazalara getirseniz Temmuz ilk haftası olacak biz ne yaptık mecburen iptal ettik bu durumda bir sürü müşterimize karşı mahçup olduk. Neyse ki başka bir koleksiyon eklendi de bir miktar rahatladık ama yine de organik üretimin sürekliliği için daha çok fırın ekmek yememiz lazım. Şimdi gidip çalışmalıyım. Sevgiyle kalın.

7 Ağustos 2010 Cumartesi

Kürkçü Dükkanı

Eveeeet Tilki'nin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır diye boşuna dememişler. Tatil kısa sürdü, tadı damağımda kaldı ama işimi ve Istanbul'daki hayatımı da çok özlemişim. Yani insan ne kadar kendini tutmaya da çalışsa (benim gibi boğazına düşkün bir insan için bu çoğu zaman mümkün olmuyor) açık büfe olayı çok tehlikeli. Tatilden kilo alıp gelmek buna diyorlar herhalde. Ayol herkes yazın kilo verir ben kışın verip yazın alıyorum çok fena halde bir terslik var bu durumda. Insülin direncim için içtiğim ilaç uzun zamandır esamesi okunmuyor. Doktorun dediği günde 5 öğün yemek genelde 2 olarak günü tamamlıyor. Bu çoğu zaman öğle sularında yapılan bir kahvaltı ve akşam 22 civarında yenen bir akşam yemeği ile son bulan bir gün içinde ne kadar sağlıklı kalınabilir ve insülin direnci nasıl düzgün bir seviyede tutulabilir sorarım size.

Bir önceki yazımda kaldığımız otelin ne kadar çevreci uygulamaları var onları yazacağıma söz vermiştim. Bloguma bakarken uzun süredir yazmadığımı fark ettim ve bu arada verdiğim sözü de yerine getireyim dedim. Otel çevreci miydi yoksa ekonomik bir saikle mi o uygulamaları başlattı bilemiyorum ama havluları hergün değiştirtebilirsiniz, yere atarsanız değiştir askıda bırakırsanız ya da koltuk üzerinde o zaman değiştirme demekmiş. Biz tabi ki yere atmadık kendilerini sürekli el üstünde tuttuk ki zırt pırt yıkamaya gitmesin. 6 günde 6 defa değişen 6 adet havlu demek 36 adet havlunun yıkanması, kurutulması, ütülenmesi bu oranda su, sabun(korkunç kimyasaaaal) ve elektrik tüketimi demek olacak. Güzel bunu çoğu otel yapıyor zaten. Sanırım aynı sebeplerden çevreyi düşünmekten ziyade kendi ceplerini düşündükleri için. Ama olsun bu da bir yol. Ha bir de çarşaflar var ki onlar zaten daha da fena. Sorarım size kim evinde hergün çarşafını değiştiriyor, havlusunu değiştiriyor. Biz vallaha değiştirmiyoruz. Havlu daha sık değişebilir ama çarşaf bence 10-15 gün ideal bir süre. Eee tatildesin diye hergün mis temiz çarşafta yatmanıza ne gerek var. Üzerine bir çevreci kart bırakırsanız değiştirmiyorlar ama jilet gibi düzeltiyorlar bırakmazsanız o kartı o zaman fırt değiştiriveriyorlar. Tabi biz ne yaptık kartı hergün üzerine koyduk. Bir gün koymayı unutmuşum fırt değiştirmişler çok sıkıldım ama yapacak birşey yok. Gidip çamaşırhaneden kendi çarşafımızı bulma şansım yoktu:-)

Tüm bu uygulamalar çoğu işletmenin çevreci uygulama altında yaptığı ama aslında kendi bütçeleri için yaptıkları uygulamalar. Ben esas bu tip bacasız fabrikalarda, çevre için başka neler yapılıyor mesela onu merak ediyorum. Su arıtmaları ne durumda, Otellerin mutfaklarında kullanılan cihazlardan çıkan bir gaz var mı acaba doğayı kirleten ne bileyim mesela otelin tüüüüüm çamaşırları ne ile yıkanıyor çok mu kimyasal yoksa ekolojik yıkama malzemeleri kullanıyorlar mıdır? Ama maalesef ben birirsine ekolojik bir konuda soru sorunca mesela biz organik şeylerle masaj yapıyoruz diyen masajı anlatan adama aaa sertifikası nedir diye sorunca eşim gözlerini pörtletip artık ...... çıkartma organik dedi işte adam bakışı attığı için otelin yetkili personeline çevreci uygulamalar ile ilgili sorular soramadım.

Çocuk konseptli otele gitmekten bir süreliğine vazgeçtim şimdi merakla Side'de sanırım bir ekolojik otel varmış onu denemeyi bekliyorum. Araştırma yapıp hatta ileride bir gün deneme fırsatım olursa kendileri hakkında da yazmak isterim.

Sevgiyle kalın